Felföldi Dalia Okulu

- Macar milli dövüş sanatı –

… Kültür mirası olarak

  Külür mirası özelliklerini etnoğrafya sözlüğü şu şekilde açıklamaktadır „bütün jenerasyonlar adına, kendisinden önceki jenerasyonların derlediği kültürel değerlerin bütünlü” (NL3, 349.)

   Macarlar savaşçı bir millettir, yakın dövüş sanatları kültürüne sahiptirler!

   Feldöldi Dalia Okulu, Felföldi Dalia Birliği Araştırma Merkezinin görevi, Macar yakın dövüş sanatları kültürünü araştırmaktır. Macar yakın dövüş sanatlarını sivil ve askeri olmak üzere iki alana ayırmaktayız. Araştırmalarda yazılı kaynaklar ve sanat eserlerinin incelenmesi ve yaşayan sanatların derlenmesi olarak iki ana kaynak bazalınmaktadır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar çalışıldıktan sonra Felföldi Dalia Okulu sistemine dahil edilmektedir. Felföldi Dalia Okulu bugünkü anlamda dövüş sanatı kavramını, geleneksel olarak bulunabilen, sisteme oturtulmuş, metodolojik olarak kurgulanmış idmanlarla toparlanan bilgileri „hayata” geçirmeyi, yaşayan bir mücadele ve dövüş sanatı olarak görmektedir. Kısaca, Felföldi Dalia Okulu, Macar milli dövüş sanatını, günümüze uyarlanmış olarak, sistematik bir şekilde kültürümüzün bir parçası olarak yaşatmayı istemektedir.

„Soyut kültürel miras” sosyolojik alışkanlıklar (toplumsal gelenek), kendini dışavurma şekili, bilgisi ve belleği anlamına gelmekte olup – ve bunlara bağlı olarak kullandıkları eşyalar, eserler, araçlar, kültürel mekanlar da - belirli toplulukların, halkların, grupların, hatta bireylerin kültürel miras olarak kabul ettiği değerlerdir. Bu nesilden nesile geçen kültürel miras - ki bunu topluluklar, gruplar çevrelerine gösterdikleri reaksiyon olarak, doğa ve tarihi geçmişleri ile ilintili olarak yeniden ve yeniden üretmektedirler – ait olma ve süreklilik bilinci sağlamaktalardır bizim için, bu şekilde kültürel çeşitlilik ve insanın yaratıcılığına saygının sağlanmasına yardımcı olmaktadırlar.
Felföldi Dalia Okulu sisteminde çok sert kurallar bulunmamakla birlikte, belirli düzenlemeler bulunmaktadır. Bunu açacak olursak, dövüş sanatları okulumuzda Macar asıllı dövüş sanatı kültürünün köklerine bağlılığına önem vermekle birlikte topluluk hayatına bağlı yapılan işler, idmanlar sırasında ortaya çıkan, okul tarafından ortaya konulmuş bilgilere dahil olabilecek yeni hareket ve egzersizlere de açıktır.

Felföldi Dalia Okulu dövüş sanatı, spor değildir. İkisi arasındaki en önemli fark, dövüş sanatlarının sadece beden hareketlerini değil, bireyin manevi, duygusal durumu ile da esas almasıdır. Yeterli manevi düzeye gelmeye geleneklerimizin diğer kolları hakkında bilgi sahibi olmak da yardımcı olmaktadır, mesela tarih, halk şarkıları, atasözleri, el sanatları gibi. Topluluğun kendisi ise bedeni ve ruhi durumumuzun gelişmesinde rol oynayan manevi atölyeyi ve gerekli olan şartları oluşturmaktadır. Bireylerin etkileşimleri bireylerin durumunu şekillendirmektedir.

„Savunma” manevi kültürel mirasın korunmasını amaçlayan çalışmalar anlamına gelmektedir, - özellikle öğretim ve halk eğitimi yardımıyla-  bu mirasların tanımlanması, yazıya dökülmesi, kaydedilmesi, araştırılması, korunması, sahip çıkılması, desteklenmesi, güçlendirilmesi, yaygınlaştırılmasını ve de geliştirilmesini de anlayabiliriz.

Felföldi Dalia Okulu Macar dövüş sanatı kültürünü, hayatta tutmayı başaracak kadar, „savunmayı” ve „yaşatmayı” arzulamaktadır. Hayatta tutmaktan kastımız ise toplum hayatı içerisinde bedene ruha ve maneviyata katkı sağlayacak, değer katacak şekilde, çalışılabilen egzersiz edilebilen imkanları sağlamaktır.

Araştırılmış kaynak ve onun incelenmesi çok önem taşımaktadır çünkü takip edilebilecek olan yolu bu gösterecektir. Felföldi Dalia Okulu milletimize en yakın olan ve kapsayan özellikleri olan yedi temel dal tanımlamaktadır.

1.    Kılıç
2.    Yay
3.    Nacal Balta
4.    Kırbaç
5.    Çubuk
6.    Atılabilen silahlar
7.    Macar halk güreşleri
Dövüş sanatımızın doğru yönünü araştırlan kaynakların işlenmesi sağlamaktadır, sonraki adımda ise tecrübe edilen idmanlar ise ayrıntıları ve eğitim ve öğretimin metodolojisini sağlamaktadır. Bu tecrübeler doğrultusunda yedi temel eğitim sistemi maddesini inşa etmekteyiz:


 
1.    Temel egzersizler – Doğru tutuş ve postur çalışmaları
2.    Okul egzersizleri – Temel egzersizlerin kullanım şekilleri
3.    Yetenek geliştirici egzersizler – savunma refleksleri, saldırı refleksleri, hız egzersizleri, ritim çalışmaları, güç çalışmaları, denge çalışmaları, tutarlılık, dayanıklılık egzersizleri
4.    Serbest Mücadele – mücadele ve bilginin serbest kullanımı kuralsız olarak
5.    Yarış – Bireylerin seviyelerinin, birbirlerine oranla ölçülmesi
6.    Grup içi yönetim – Stratejik açıdan topluluğun yönetilmesi (lidere dönüşme, sorumluluk alabilme)
7.    Grubun dışında takım yönetimi – Stratejik açıdan topluluğun dışında takımın yönetimi (lidere dönüşme, sorumluluk alabilme)

Felföldi Dalia Okulu idmanlar aracılığıyla sürdürülebilen bir bilgiyi yaşatmaktadır, ve yerelliğe ve yerli halka bağlı bulunmaktadır. Macar milli dövüş sanatları ile ilgilenenler, hem toplumu hem bireyin kimliğini güçlendirmektedirler. Kurduğumuz eğitim sistemi kişiye belli bir yön vermekle birlikte egzersiz ve idmanlarla ortaya çıkan tecrübeler doğrultusunda birey kendi özelliklerini keşfedecektir, ancak doğru yönlendirme ve egzersizlerle bu kimlik şekillendirilebilir. Sosyal hayatta öncelikle mücadele ve yarışma kuralları karşılıklı saygı ve tanıma açısından yardımcı olmaktadır. Bir dialog kelimeler kullanılmadan nasıl gerçekleştirilir, bunu öğreniyorlar, kelimelerin kullanıldığı bir konuşma kadar önemli bir ve etkileyici olduğunu görüyorlar. Vücut idmanlarıyla bir konuşmada olduğu gibi konsantre olunabilir.

Bu egzersizlerle ve egzersizler aracılığıyla edindiği tecrübeler kişinin daha yaratıcı olmasını da sağlamaktadır çünkü, birbirlerini tanıdıkça yeni yeni oyunlar geliştirmek zorunda kalarak, rakibinden üstün gelmeyi arzulamakadır. Böylece bir kurala bağlı olarak değil, özgürce kendi yaratıcılığını da kullanarak, dövüş sanatı okulunun ve milli hazinesini de zenginleştirmektedir.

Araştırma

Araştırmaya katılarak, sonsuz bir bilginin parçası olmak

Feldöldi Dalia Okulu, Macar dövüş sanatı olarak, günümüz modernitesi ve geçişin paralelliğinde olarak yol almaktadır. Tarihimiz ve kültürümüz yüzyıllarca geriye gitmektedir, ne kadar geçmişe gidilirse resim o kadar bulanıklaşmaktadır. Bazı bilgileri yazılı kaynaklar aracılığıyla, bazı bilgileri ise bu şekilde, idmanlarla hayata geri döndürebiliriz.

Araştırma, geleneklerimizin sınırları içerisinde kalmamız gerektiğinin altını çizmektedir. Tabi ki, burda da yabancı etkenleri dikkate almamız gerekiyor. Bizim için önemli olan hızlı büyümek için uğraşırken, sahip olduğumuz bilgilerden uzaklaşmadan, gereken zamanı ve enerjiyi harcayarak elimizde olan bilgilerde uzmanlaşmak. Bu doğrultuda araştırmalar da bize gidilecek yolu göstermektedirler, bize ise o yoldan gitmek kalıyor.
Araştırmalar iki ana dalda gerçekleşiyor:
- yazılı kaynakların çalışılması
- yaşayan örneklerin toplanması

Yazılı kaynakların, sanat eserlerinin doğru şekilde çalışılması ve doğru şekilde yorumlanmasıyla oluşturduğumuz iskelete, hayat vermemiz gerekiyor.
Yaşayan örneklerin toplanması sırasında bir çok verinin not alınması gerekmekte, örneğin, kimden öğrendi, iskan değişikliği oldu mu, medyanın etkisinde kaldı mı (belirli konularda) vb. Bölgede derlenen bilgilerin özetinden ve karşılaştırma çalışmalarından, belirli bir döneme kadar işlenen dövüş sanatı kültürü ortaya çıkartılabilir. Dil açısından ise komşu, veya diğer milletten olan kültürlerin karşılaştırılması ise, dil çerçevesini aşan bazı benzerlikler var mı, etkileşim ile mi geçti, ve nasıl vb. gibi veriler derlenmelidir.

Yaşayan kültür bir kaç on yıl geriye giderken yazılı kaynaklar yüzyıllarca geriye uzanabilir. Her ikisinin birlikte çalışılması, aralarında bulunan bağlantıları, bunların varyasyonlarını ve varsa kopukluğunu ortaya koyabilir.

 Askeri dövüş sanatını ilgilendiren kısmı, sivil dövüş sanatına göre daha berrak. Askerlerin silahları vardı, bunların birincil önceliği savaşta yer almaktı (ikincil ise ör: avcılık.) Sistemli silahlardı.
 Sivil dövüş sanatında halkın elinde olan araçlar genelde gerektiği zaman silah olarak da kullanabileceği iş araç gereçleriydi. Örneğin Betyarların (bir çeşit efe) kullandığı, balta, kırbaç, sopaların silah olarak kullanılması ve bu araç gereçlerin güreşlerde yarışmalarda kullanılması ve bu konuda uzmanlaşılması.
 En önemli konulardan bir tanesi, çocukların neler gördüğü ve oyunlarına neler dahil ettikleridir. Çocuk, oyunlar aracılığıyla köklü ruhuna en yakın olanlarla bir betimleme çizer ve hatta belki bu ileride tüm hayatına hakim de olabilir. Kimi örnek aldıkları önemlidir. Örneğin çocuk süvarileri yada atçıları gördüyse, ileride atlı okçu yada en basitinden atlı asker olmak isteyebilir.
   
Eğer çocukluğunda süvariyi oynamışsa ve hatta süvarı altı-kesimi taklit etmişse (Krudy: Kedikalesi kartalları) çocuk oyunlarında askeri kültürün varlığı gösterilebilir. Çocuk oyunlarında, güreşler, okçuluk, sopa ve kırbaçla oynama şekilleri, yetenek gelişitirici özellikleri ile birlikte tespit edilebilir ve günümüz çalışmalarına dahil edilebilir.
   
Felföldi Dalia Okulu amaçları arasına, „Gelenek koruyucu” topluluklar kurmak, Macar dövüş sanatlarını yaygınlaştırmak da bulunmaktadır.
Belli bir oranda bazı yeteneklerimizi „sahneye” koymak gerek, önceliğimiz bu değildir tabiki, ancak, anca bu şekilde kültürel hazinemizi tanıtabiliriz. Gerçek bilgi sahnede gösterilemez. Yasak olduğundan değil, tam tersine, o kadar basit ki, sıradan bir insan bunu anlayamaz. „Sahneye” gösteri gerekli. Felföldi Dalia Okulunun hedefi, bireyi bedende ruhta ve maneviyatta şekillendirmektir. Bu, „sahnede” kişinin duruşundan belli olmaktadır.

Yaşayan hareketli hazinemizin oluşturulması hem milli hem uluslar arası düzeyde aynı şekilde önemlidir. Bu öncelikle kendi benliğimizde anlam bulmalıdır ki, öncelikle bizler bunun değerini anlayıp, sahip olduğumuz bu yüzyıllık geleneklerle gurur duyalım. Gurur ise kibir değil, sorumluluk duygusu, sağlıklı disiplin doğurmalıdır ki gelecek nesillerin örnek aldığı ekoller bizler olalım, çocuklarımız bizden gördükleri bilgileri oyunlarında oynasınlar, eylemlerimiz onların gönüllerini şekillendirsin.


Çeviri: Erdinç Tunçbilek